ŞİDDET NEDİR
Şiddet, hayatın her alanında karşılaşabildiğimiz, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür. Kadına yönelik şiddet ise tehdit, dayatma ve kontrol kullanılarak, kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurmayı hedeflemektedir ve kadının insan haklarını ihlal eden her türlü eylem kadına yönelik şiddettir. 1960’lı yıllardan beri kadın hareketleri bu duruma karşı mücadele vermektedir. Hayatın her alanında ve anında görebileceğimiz erkek egemenliği bu şiddetin kaynağını oluşturmaktadır. Erkek tarafından ev içinde kadına yöneltilen şiddet çocuklara da hem fiziksel hem de ruhsal olarak zarar vermektedir.
ŞİDDETİN TÜRLERİ
Kadına yönelik şiddet farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır.
Fiziksel şiddet: Vurma, yumruklama, itme, tokat atma, ısırma, yakma, silahla yaralama, kesme ve tedavi görmenin engellenmesi.
Sözel Şiddet: Küfretme, hakaret, bağırma, aşağılama, yıkıcı eleştirilerde bulunma, alay etme, emir verme.
Cinsel Şiddet: tecavüz, istenmeyen cinsel davranış ve eylemlere zorlama, cinsel organlara zarar verme, cinsiyetinden dolayı aşağılama, doğum ya da kürtaja zorlama, cinsel ilişki sırasında zor ve güç kullanma.
Duygusal Şiddet: Arkadaşlarıyla, akrabalarıyla görüşmesine yasaklar getirme, evden çıkmasına engel olma, baskı uygulama, tehdit etme, intihar etmekle tehdit etme, küsme, takip etme, değersiz hissettirme, fiziksel bir etki olmadan uygulanan ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen davranış ve yaklaşımlar.
Ekonomik Şiddet: Zorla çalıştırma veya çalışmasına engel olmak, para vermemek, parayı kullanarak aşağılamaya çalışma, devamlı hesap sormak, borçlanmaya zorlamak, ekonomik baskı içeren her türlü davranış.
ŞİDDET DÖNGÜSÜ:
Şiddet genellikle bir döngü içerisinde seyretmektedir. Oluşan bu döngü kadının şiddete karşı önlem almasını da engellemekte veya geciktirmektedir. Şiddet döngüsü genel olarak üç aşamada seyreder. İlk aşamada erkek ufak şeylerden kavga yaratır, kıskançlık gösterir, stres ve gerilime sebep olarak duygusal şiddet uygular. İkinci aşamada erkek öfkesini kontrol edemez duruma gelir ve fiziksel şiddete geçer. Hemen sonrasında ise davranışına bahaneler bulmaya başlar. Üçüncü aşamada erkek yaptığından dolayı pişmanlık duyduğunu gösterir ve özür diler. Kadının gönlünü almaya çalışır, değişmek istediğini, bunun tekrarlanmayacağını söyler. Bu durum gerilimin tekrar artma aşamasına kadar devam eder. Sonrasında döngü başa gelerek kendini tekrar eder.
ŞİDDETE UĞRADIĞINIZDA YAPMANIZ GEREKENLER
6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine dair Kanun’dan faydalanarak şiddet gördüğünüz kişiyi şikayet edebilirsiniz. Aşağıda listelenen adımları takip ederek kendinizi ya da sonraki olası kurbanları koruyabilirsiniz.
- 155 ya da 156 no’lu hatları arayarak olay yerine ekip gönderilmesini isteyin. Eğer olayın yaşandığı yerde değilseniz size en yakın olan polis merkezi veya Jandarma karakoluna giderek durumu bildirin. Yaşanan olayı detaylarıyla anlatın, eğer darp/şiddet eylemine tanıklık etmiş başka kişiler varsa bu şahısları tanık olarak gösterin. Olayın gerçekleştiği yerde güvenlik kamerası varsa kamera kayıtlarının incelenmesini talep edin. Verdiğiniz ifadenin tutanağa geçmesini ve adli şikayet dilekçesi olarak düzenlenmesini isteyin. Dilekçenizi mutlaka okuyuni eksik veya yanlış varsa düzeltip imzalayın. Bu dilekçenin bir kopyasını isteyin. Aile içi şiddet davaları kamu davası kapsamına girdiği için siz şikayetinizi çekseniz de dava süreci işler. Bu sebeple polis veya diğer kolluk güçlerinin şiddeti yok sayıp tarafları barıştırmak gibi bir görevi bulunmaz. Bu sebeple sizi barıştırmak isterlerse veya dilekçenizin bir kopyasını sebep göstererek vermek istemezler ise görevlerini ihmal ettiklerini hatırlatın. Sonrasında sizi darp raporu için hastaneye sevk etmeleri gerekecek. Durumunuz acil ise güvenlik güçlerinin size eşlik etmesini isteyebilirsiniz. Ayrıca gidecek, kalacak yeriniz yoksa kolluk kuvvetleri sizi güvenli bir mekana yerleştirmekle yükümlüdür.
- Hemen hastanelerin acil servisinden darp raporu alın. Sağlık ocağı ve aile hekimleri bu konuda yetkili olmadığı için devlet hastaneleri veya özel hastanelere başvurmanız gerekmektedir. Eğer kolluk kuvvetlerinden ayrı olarak yani sevk evrağı olmadan bireysel olarak gidiyorsanız, başvurduğunuz hastanede polis birimi olup olmadığını kontrol edin. Şunu belirtelim ki hastane polisleri tam teşekküllü hastanelerde bulunur. Muayene eden doktora uğradığınız şiddeti detaylıca anlatın. Göz ile görünmese de acı veren bölgeleri de belirtin. Daha sonra düzenlenen adli raporu hastanede görev yapan polislere imzalatın. Acil servislerde düzenlenen raporların geçici rapor olduğunu bilmenizde fayda var. Bu raporlar soruşturma aşamasında geçerli olsa da kovuşturma aşamasında kesin rapor istenecektir. Bunun için sizi muayene eden hekimin sizi uzman hekime ya da adli tabipliğe sevk etmesi gerekmektedir.
- Eğer hastaneye gidemiyorsanız vücudunuzda oluşan hasarı, darp izlerini fotoğraflayın veya mümkünse kameraya kaydedin. Bu darp ve yaralanmaların size ait olduğunu gösterecek şekilde çekim yapın. Mümkünse çekim tarihi ve saati de gözüksün. Darp raporunu almış olsanız bile bu kayıtlar daha ileride delil olarak önem taşıyacaktır.
- Şiddete uğradınız ancak şu ana kadar da polisi aramadıysanız ancak şikayetçi olmaya karar verdiyseniz olayın gerçekleştiği bölgenin İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne başvurup ifade vermeniz gerekir. Hastaneden almış olduğunuz darp raporuyla beraber İlçe Emniyet müdürlüğü bünyesinde bulunan Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimine başvurmanız gereklidir. Burada şikayetiniz resmileştirilecek ve yargıya intikal edecektir. Yaptığınız başvuru sırasında şiddet uygulayan şahsın uzaklaştırılmasını talep edebilirsiniz. Eğer avukat talep ederseniz Baro size ücretsiz bir vekil atayacaktır. Eğer şikayet edip etmeme konusunda kararsız iseniz olayın gerçekleştiği tarihten itibaren altı aylık bir süre içinde şikayet hakkınız bulunmaktadır.
- Şiddete maruz kalmış kadınlara yardım etmek ve mağdurların çeşitli taleplerine yanıt vermek üzere hizmet veren pek çok kadın kuruluşu bulunmaktadır. Bu dernek, vakıf veya örgütlere başvurarak hukuki danışmanlık, sığınma ve psikolojik destek alabilirsiniz.
- Şiddet vakaları tekrarlanır durumlardır. Bu sebeple size şiddet uygulayan kişinin herhangi bir telefon, mesaj, sosyal medya gibi iletişim araçlarıyla size ulaşmasını engelleyin.
- İçinde bulunduğunuz durum sizde kaygı, utanma gibi duygular yaratsa da bunun doğru olmadığını bilin. Aile üyelerinizi, akrabalarınızı, arkadaşlarınızı konuyla ilgili bilgilendirin. Olası tehdit ve saldırılardan korunabilmek adına yakınlarınızın içinde bulunduğunuz durumu bilmesi faydalı olacaktır.
- Şiddete maruz kalan bireyler korku, çaresizlik, kaygı, şüphe, suçluluk, huzursuzluk, endişe gibi pek çok psikolojik rahatsızlık yaşamaktadır. Bu rahatsızlıkların daha ileri seviyelere taşınmaması ve süreci daha güçlü atlatabilmek adına mutlaka psikolojik destek alın.
Başvurabileceğiniz Kuruluşlar
- Polis merkezleri, jandarma karakolları
- Aile Mahkemeleri
- Sağlık kuruluşları
- Cumhuriyet Savcılığı
- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM)
- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri
- Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
- Baroların Adli Yardım Büroları
- Kadın Örgütlenmeleri
Acil Telefonlar
- Polis imdat – 155
- Jandarma – 156
- Ambulans – 112
- Alo 183 (Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)
- Alo Baro – 444 26 18